Bu Blogda Ara

AMAN EFENDİM KİMLER GELMİŞ KİMLER GİRMİŞ BLOĞUMUZA !!

SEBASTİAAANN !! (SEFİL UŞAĞIM ) ÇABUK ŞEKER, KOLONYA NEYM İKRAM ET BAKİİM BLOG MİSAFİRLERİMİZE !! BLOĞUMUZ SİZDEN BİR BLOG ÖTEDE OLUP GİDERKEN SAĞDA DÖNERKEN SOLDADIR !! ÖÖÖLE SAĞA SOLA BAKARAK DA BULABİLİRSİNİZ !AYRICA ETRAFTA KİME SORSANIZ GÖSTERİR !! FAKAT UNUTMAYIN GÖSTERMENİN CEZASI ALTI(6) AYDAN BAŞLIYOR :))ÇÜNKÜ TCK YA GÖRE TEŞHİRCİLİĞE GİRİYOR YAKARSINIZ SONRA SORDUĞUNUZ KİŞİNİN BAŞINI !! ZATEN ŞUAN BU YAZIYI OKUYORSANIZ BULMUŞSUNUZ DEMEKTİR !! HOŞGELDİNİZ SEFA BUYURDUNUZ !! UMARIM HOŞUNUZA GİDER !!AMACIM SİZLERİ BİRAZ TEBESSÜM ETTİRMEK BİRAZ DÜŞÜNDÜRMEK BİRAZDA BİLDİKLERİMİ GÖRDÜKLERİMİ PAYLAŞMAK ,HER İNSAN BİR FARKLI BİR DÜNYADIR DİYEREK YENİ DÜNYALAR KEŞFETMEKTİR !HER NE KADAR SÜRÇ-Ü LİSAN EDERSEK AFFOLA ...
SAYGILARIMLA ....

24 Şubat 2012 Cuma

MARİFET ANLATIMDA

İki arkadaş yıllar sonra karşılaşır.Biriki hal hatır sorduktan sonra biri diğerine ''Eee dostum senin bir kızın vardı değil mi ? Büyümüştür artık nasıl , neler yapıyor şimdi ?'' diye sorar .Adam cevap verir '' Benim kız üniversiteyi bitirdi ,bir işe girdi ,patronu onu çok sevdi ,altına bir araba aldı ,ona ayrı bir ev açtı ,sık sık yanında kalıyor ,arada başka erkek arkadaşları da onda kalıyor ,ööyle gayet güzel yaşıyor işte '' der ve sorar 'Sahi senin de bir kızın vardı benimkiyle yaşıt  ,O nasıl ,neler  yapıyor ? '' Arkadaşı cevap verir '' Valla  benim kız da Or...u  oldu ama Ben senin kadar güzel anlatamıyorum işte !!    

10 Şubat 2012 Cuma

SEVGİLİLER GÜNÜ DEĞİL ,'' MAŞUK DAYS''

İLMİNLE BİR BAŞA ,AKLINLA BİN YAŞA
Oooo Safa şerifleriniz  hayırlı olsun caanım  takipçilerim...Siz bu gönül mektebine sergüzeşt bir hamleyle dalıverdiniz ya;Sebago ayaklarınıza yıldızlar dökülsün ,Armani gözlerinize nurlar saçılsın ,Helena Rubinstein parmaklarınız dert yüzü görmesin!..Hele bir sus altına çek bir minder yaslan arkana da muhabbetimiz tadlansın,çamurunu suya bulayan acemi çömlekçi misali fısıldamayı kes ki nörolojik sistemim bozulmasın tepemin tası atmasın :( ...Orta sıra kes artık kıpraşmayı  ,çatısız geveze ! (Bak nasıl tav oldum durduk yerde )
Tarık (asistanım ) kızılcık dalı lütfen ...hah şöyle bak nasıl hizaya geldiniz ...Gelelim faziledeeee .....
      SEVGİLİLER  GÜNÜ (MAŞUK DAYS) ,CİMA  HAFTASI ,POZİSYON BAYRAMI ?
    •  Bak güzel kardeşim ,sen şimdi ''Sevgililer Günü' (Valentine Days Beyyidi )diye batılın uçkurundan taklid  ettiğin bir günü öpüşe öpüşe, alt alta ,üst üste eda eddin sesimiz çıktı mı ?     E peki  ,ya ötesi ?Sevda geçer  yalan olur ,sonra yılan olur bilmez misin ?Şimdi sen  yok Sevgililer günü yok Halvet akşamı ne bileyim tövbe Cima haftası ,Pozisyon Bayramı diye gıybed zehrini sosyal yapıya zerkedersen nasıl dizginleyeceksin elin apış arası zihniyetli delikanlısını ,nerden bulup da dizine yatıracaksın evinin tazesini ? Bak Ben şu arka sıradaki arkadaşın iffed kontrolu ile ilmen meşgul olayım dedim tuttu velisi geldi ..Bilcümle kanz-ı mahfi (Gizli hazine)yi hocası muhafaza etmiyecek de kim edicek...Bakın tavsiyem şudur ,madem tabandaki gençlerin tepkisi var ,Biz de bize münasip bir tevazu ile 14 Şubat'ları ''MAŞUK DAYS'' adıyle eda edelim ....Şu maddeleri hazmedelim ,nitekim  ne demişler  ;Kaz kaz ilen  ,laz  laz ilen ,kel tavuk kel horoz ilen 'maşuk followerslarım değil mi ?  
  • Elini mendille tut ,güneş kolyesi yerine mukaddes uydumuz ay'ın kolyasını al (Ay kolyası kantin fiyatı 25.00TL)
  • Hal hatır sor ,Kenzo Aktive Blue Parfüm yerine 'Munise marka gülyağı deodorant'hediyye ed (Munise Deo :70.00TL)
  • Yürek biçiminde küçük yastık yerine ;yarsever ,şersavar kilimlerimizden al (Karım dokudu kolaylık yaparız  ) .......:))))
  • Eve servis çiçek yollama ,Ben camına yeşil taş atarım ..(Her isabet 2 Dolar ! )
(HBR 1993)

8 Şubat 2012 Çarşamba

GİRİŞİMCİLİĞİN YOL HARİTASI ...

GİRİŞİMCİLİĞİN YOL HARİTASI

Hevesli olmak ile girişimci olmayı birbirine karıştıranlardan olmak istemiyorsanız girişimcilik dünyasına sağlam bir giriş yapın. Girişimcilik bir fikirle başlar ancak bu fikrin gerçeğe dönüşmesinin olmazsa olmazları vardır...HEVESLİ OLMA, GİRİŞİMCİ OL"Neyi yapabiliyorsan yada yapabileceğini hayal ediyorsan başla, cesarette deha, güç ve büyü vardır."Goethe, bu sözleri söylediğinde, Türkiye’deki girişimciliği ve boyutlarını bilmediğine eminim, ancak nüfusunun %51’i, 28 yaş altında olan bir ülke için girişimcilik mottosu olsa, Goethe’nin bu sözleri olurdu.Girişimcilik, bir fikirle başlar ancak uygulanabilir olması ve gerçeğe dönüşmesi için olmazsa olmazları vardır. Girişimci, değiştirme isteği olan, öncü, risk alan, yaratıcı, ezber bozan ve bağımsız kişidir, ancak iş planı yoksa çıkış noktası bulamıyorsa, yeterli donanıma sahip değilse girişimci sadece "hevesli" olarak kalmaya mahkûmdur.Girişimciyi girişimci yapacak olan, yol haritasına bir göz atalım:1. İş fikriniz sadece hayal mi?: İş fikri gerçeğe dönüşürken karşılaşılan sorunlardan biri bazı fikirlerin projede çok iyi, hayata geçirilirken ve uygulanırken problemlerle karşılaşılacak olması, hatta uygulanır olmamasıdır. İş fikrinin olabilirliliğinin denenmesi gerekir. Steve Jobs’un dediği gibi bir proje ortaya çıkardığınızda ilk başta hatalar yapabilirsiniz önemli olan hatalarınızı savunmak yerine bir an önce düzeltmeye çalışın. İş fikrinizi tüm detaylarıyla zayıf ve güçlü yönleriyle değerlendirmeye alın.2: Siz hazırsınız, peki ya pazar size hazır mı?: İş fikriniz, girişime dönüşürken pazarı ve pazardaki rakipleri ve ürünleri çok iyi analiz etmeniz gerekir. Pazar mı yeni yoksa hali hazırdaki pazar için ürününüz mü ilk, pazardaki rakipler kimler ve özellikleri neler ve en önemli soru pazara girmeniz için doğru zaman mı? Bu soruların cevaplarını iyice araştırıp, öyle hareket edin.3. Kumar oynama, iş planı yap: Girişimci, risk alandır, ancak alınacak riskler sonucunda elde edilecek değerlerle ölçülür. İş planı size başlangıç için fikir verip önünüzü görmenizi sağlar, Zaman içinde sürpriz etkileme ve gelişmelerle düzenlenip, revize edilir. İş planında işletme yapınızın oluşturulması çok önemlidir, her zaman yenilenip, üzerinde oynanacağı için bu plana daima ihtiyacınız olacaktır.4. Bilgisizsiniz veya bilgi sizsiniz: Hayata geçirilecek iş fikrinin uzmanı olmanız çok önemlidir. Her konuda uzman olamazsınız. Bunun için ekibinizde bilgi birikimi yüksek insanlar olmalıdır. Örneğin, online satış işi kuracaksanız önceden bu sektörde çalışan kişileri ekibinize katın. Bunlar dışında mali ve hukuki konularda belli başlı kanun ve kurallarla ilgili bilginiz olsun. Çünkü bu tür konulardaki eksikliklerin cezai yaptırımları olacaktır.5. Üretim, pazarlama, satış: Girişimci ve iş hayatındaki herkes için altın üçlüdür. Bu üç konudan birine hakim olmak sizin için faydalı olacaktır. İş fikrinizi hayata geçirirken hakim olmadığınız alanlarda sektörünüzle ilgili daha fazla bilgi edinmeniz gerekir. Unutmayın, pazardaki rakipleriniz bu konuda sizden daha tecrübeliler.6. Para, para, para: Napolyon böyle demiş ama biz finansman diyoruz ve şirketiniz için kontrolü sağlamanız gereken en önemli kısımlardan biri finansal gereksinimlerinizle ilgili doğru öngörülere sahip olmanızdır. Masraf ve giderlerinizi iyi hesaplayın. Elinizdeki sermayeyi en etkili şekilde, uzun vadede nasıl kullanacağınızı düşünün. Önceliklerinizi düşünün, ihtiyaçlarınız doğrultusunda hareket edin ve her zaman kötü senaryo için b hatta c planınız olsun.7. Girişimci mi, hevesli mi?: İkisi arasında elbette büyük farklar var, ancak orta ve uzun vadedeki amaçlar, alınan aksiyonlar ve odaklanma sizin bunlardan hangisine ait olduğunuzu belirler. Girişimci büyük resme bakar, gerçekçidir. Pazardaki yeniliklere bakar, ekonomik koşulları iyi algılar ve değişimlere ayak uydurur. 8. Eskilerden farklı ol, farklı olmazsan eski olursun: Girişimciliğiniz, anlam katmalı, fark yaratmalı ve motivasyonu hep yüksek tutmalıdır. Girişimcinin yaptığı en büyük hatalardan biri sadece para kazanmaya odaklı olmasıdır. Yarattığınız anlam ve fark size maddi dönüşüm sağlayacaktır. Bu yüzden rakamlara odaklanmayın.9. Ortaklık: Ortaklık evlilik gibidir denir. Doğru kişiyi bulmak kadar doğru kişi olmakta önem taşır. Ortaklık kurmadan önce ortağınızı iyi tanımanız, karşılıklı nasıl bir sinerji yaratacağınızı anlamanız gerekir. Kurduğunuz ortaklık orta vadede size gidişatıyla ilgili öngörü verecektir. Bu öngörülere göre hareket edilip her iki taraf için de uygun olmayan ortaklıkların, uzun zaman geçmeden feshedilmesi, mantıklı olacaktır.10. Nereden başlasam? Çıkış ve başlangıç: Fikirler iş planına dönüşmüş, sermaye hazır, ekip kurulmuşken nereden başlayacağınız ve pazara giriş yapacağınız çok önemlidir. Nerede ve ne zaman aksiyon alacağınızı bilmek için konumlandırma yapmanız gerekir. Konumlandırma iki şekilde olmalıdır: 1) Uzun vadede sizin için değer katacak potansiyel yaratıcılar ve müşteri; 2) Paydaş, tedarikçilerinizden oluşan hali ve hazırda iletişimde olduğunuz çevreniz.

Yazan : Duygu Eren

HEDEFİNE KOŞAN YORULMAZ

HEDEFİNE KOŞAN YORULMAZ

Hayat karmaşasında bazen kaybolmuş gibi hissederiz. Çünkü günlük işlerimizi yaparken 'neden' yaptığımızı unuturuz. Birçok insan yaşamına hedef koymadan devam eder. Hedefi olmayanların ise motivasyon ve güven kaybı yaşar...NE İSTİYORUZ?Hep denedin, hep yenildin, olsun. Gene dene, gene yenil, daha iyi yenil. S. BeckettBazen kendimizi kaybolmuş gibi hissederiz. Çünkü günlük işlerimizi yaparken 'neden' yaptığımızı unuturuz. Birçok insan yaşamına hedef koymadan devam eder. Oysa hedefleri olanlar, kendilerini tanımlamak için bir ölçü oluşturmuştur. Hedef konulamadığı ya da konulan hedefler unutulduğunda, önce zaman kaybı başlar. Sonra kişiler benlik saygılarını, özgüvenlerini yitirir ve vazgeçerler. Hedeften vazgeçmek, kendine güven kaybını derinleştirir. "Ne yapmak istiyorum? Hedefe ulaşmak için gerekli donanıma sahip miyim? Hedefe ulaştığımı nasıl anlayacağım?" sorularını sormanız gerekir. Sorulara gerçekçi yanıtlar da bulunmalı. Bu yanıtlardan en zoru, "Ne yapmak istiyorum?"un yanıtıdır. Bu da genellikle çok küçük yaşlarda istenir. Hepimizin "Büyüdüğünde ne olacaksın?" sorusu için bir yanıtımız vardır. Sonra "Hayat işte, akıp gidiyor," diyenler çoğalır. Oysa yaşamımızın her anında bir sonrası için hedefler koymak mümkün. sHedefimizi, ne yapmak istediğimizi belirlemek, yaşamımızı kontrol etmemizi sağlar. Dikkatimizi vermemiz, zamanı iyi değerlendirmemiz, tutarlı davranmamız başarıya götürür. Çünkü hedefi belirlemek, isteklerimizi ulaşılabilir hale getirir. Hayat gerçekten akıp gidiyor. Bu akış içinde, bazen başkalarının hedeflerini kendi hedefiniz sanarak onların peşinden gidersiniz. Bazen hiç hedeflemeden, elde ettiklerinizle ulaşmak istediklerinize vardığınızı görürsünüz. Çoğu zaman ise birçok hedefiniz olduğunu düşünür ve hiçbirine ulaşamadığınız için kendinize kızarak zaman geçirirsiniz. Oysa hedeflerinize varmak için yapabileceğiniz basit değişimler, sizi hedefe ulaştırabilir. Örneğin hedefe ulaşacağınız yolu bölebilirsiniz. Başlangıç noktasından hedefe baktığınızda çok uzak görünebilir. Bu nedenle adımları belirlemeli, her adımı geçtikten sonra hedefe yaklaşmış ve başarmış olmanın güvenini yaşamalısınız. Her küçük hedefe ulaştıkça çıtayı yükseltmek, yeniden başarabilecğiniz güveniyle sonrası için motivasyon sağlaacaktır. Çok şeyi kısa zamanda yapmak değil, uygun zamanda, yeterli ve doğru yapmak önemlidir. Artık yapacağı bir şeyi kalmadığını düşünen kişi için yaşamı anlamlandırmak zorlaşacaktır. Emeklilik sonrası için planları olmayan kişilerin daha çabuk hastalandıkları, depresyona girdikleri, hatta yaşamalarının daha kısa sürdüğü söylenmektedir. BAŞARI, HEDEF DEĞİL Hedefe ulaşmak için zaman yönetimi önemlidir. Ne zaman olacağını ya da ne kadar zaman alacağını bilemediğimiz hedeflerimiz olabilir. Ama belirsizliğe bile sınır getirebiliriz. Hedeflerimizin kademelerini belirledikten sonra, o kademeye ulaşmak için gereken gerçekçi zamanı belirlemek uygun olur. Başarı bir hedef değildir. Başarı aslında bir sonuçtur. Başarılı bir sonuç, mutluluk ve gurur verir. Başarı kazanan kişi, yeni hedefler koyabilir. Bunu yapabilmesi için; başarının bir önce koyduğu hedefe ulaştığında gelmesi gerekir. Yapılması gerekenlerin ertelenmesi, verimi düşürür. Erteleme tembellikten farklıdır. İş yapmayı, bunu istemeye rağmen yapamamak olarak tanımlanabilir. Erteleme, nedeni ne olursa olsun, kişide huzursuzluk yaratır, umutsuzluğa sürükler. Bazı kişiler için hedefe asla ulaşamayacağını düşünmek, daha çok ertelemeye neden olur. Bazıları ise ertelemeye karşın, hedefe ulaşabileceklerine inanır. Oysa her iki durumda da hedefe ulaşılamaz ve sorun çıkar. Yapabilmek için yollar var; bir daha denemek için nedenler de hazır. Yeter ki ne yapmak isteğinizi bilin.

Yazan : Prof. Dr. Bengi Semerci

ZEKİ AMCA'NIN MAKİNELERİ...

FASONLA BAŞLADI, KENDİ MARKASINI YARATTI

10 çocuklu bir ailenin çocuğu olarak Adıyaman’da doğdu. Yolları İstanbul’a düştüğünde küçük yaşta ekmek kavgasına atıldı. Evde yaptıkları kese kağıtlarını satmakla başlayan ticari hayatına çiklet ve simit ile devam etti. Seyyar satıcılık, ofis boyluk, fason konfeksiyonculuk derken Sunset’i kurdu. İşte Kemal Güneş’in azmin zaferi öyküsü...BEN MAYO GÖRÜYORUM SORUN AKSİNİ GÖRENLERDEÇok değil bundan 37 yıl önce İstanbul Sirkeci Garı'nın önünde simit satan bir delikanlıydı o. Şimdi 25 mağazası ve 850 satış noktası olan mayo ve iç çamaşırı markası Sunset'in sahibi, İTKİB Başkan Yardımcısı. İşte Kemal Güneş'in başarı dolu ilginç hayat hikâyesiKemal Güneş Adıyaman'da 10 çocuklu bir ailenin ortanca oğlu olarak doğdu. Babası icra memuruydu. Adıyaman'dan Afşin'e, Afşin'den Elbistan'a, 1974'te yani en küçük kardeşleri Ayşegül'ün doğduğu yıl da İstanbul'a taşındılar. Erkek çocukların hepsi çalışıyordu. Evde yaptıkları kesekağıtlarını Perşembe Pazarı'nda pazarcılara satıyorlardı. Karaköy Meydanı'nda çiklet, Sirkeci Garı'nın önünde de simit... Bir-iki yıl sonra babaları meslek edinsin diye hepsini konfeksiyona işçi verdi, biri hariç. Kemal Güneş bir avukatın yanında çalışıyordu. Hafta sonları da simit satmaya devam ediyordu. "Çıtır simit diye bağırdığım günleri hiç unutmam. Hâlâ da çok severim sokak simidini."Beş yıl bu rutinle aktı, geçti. 1979'da babasının arkadaşı Zeki Amca sayesinde hayatları değişti: "Bir gün iş çıkışı Zeki Amca'ya uğradım. Ofisinde kullanılmayan üç-dört konfeksiyon makinesi gördüm. Hemen atıldım. 'Zeki Amca makineleri bize versen, kardeşlerim bu işi çok iyi öğrendi. Fabrikalardaki kumaş artıklarından bir şeyler üretip satabiliriz belki' dedim. Sağ olsun verdi."ZEKİ AMCA'NIN MAKİNELERİZeki Amca'dan aldıkları makineleri boş bir bodrum katına taşıdılar. Geceleri harıl harıl çalışarak fason tişört ürettiler ve ilk paralarını kazandılar. "Sonra babama yalvar yakar iki-üç makine daha aldırdım. Penyelüks'e fason çalışan bir atölyeden iş aldık. Ben askere giderken 45 makinemiz vardı. Döndüğümde kardeşim Kenan işleri daha da büyütmüştü. Artık imalatçı fasoncuyduk. 100 makineyle Bayrampaşa İş Merkezi'ne taşındık. 1993'te ihracata başladık. Bayrampaşa'ya sığmamaya başlayınca Kıraç'taki yerimize geldik. Avrupa ve Amerika pazarına imalat yapıyorduk, çok da iyi para kazanıyorduk ama bu işin bir geleceği olmadığının da farkındaydık. Herkes İstanbul'da imalat pahalanıyor diye Bulgaristan'a, Romanya'ya kaçıyordu. Bu arada mayo pazarında bir boşluk gördük. Tam da o dönemde Penyelüks'ün mayo bölümü satılıyordu. Satın alıp üretime başladık. 2001'de soyadımız Güneş'ten esinlenerek kurduğumuz Sunset (Günbatımı) markasının ilk koleksiyonu çok beğenildi. Tam 30 bin adet sipariş aldık."1988'de evlendi Kemal Güneş. Görücü usulüyle evlenmesine rağmen eşine ne kadar âşık olduğunu anlatıyor: "Ailem 'Evlilik yaşın geldi diye' neredeyse her hafta bana bir kız gösteriyordu. Benim de kafam karışıyordu, bir türlü beğenemiyordum. Eşim spor akademisinde okuyordu. Bir komşumuz tavsiye etmişti. Şehnaz'ı ilk gördüğüm an çarpıldım. O son sınıftayken evlendik. "EŞİNE SATIN ALMIYOR MU"Hacca gitti ama mayo üretiyor" diyenlere aslında hiç cevap vermemek lazım ama... Şimdi bazı arkadaşlar havalimanında bizim reklamı görüyor, bana "Abii kadın çıplak, senin kimliğinle örtüşmüyor" diye çıkışıyor. Benim dini inancım ayrı yaptığım iş ayrı. Yüz kızartıcı bir iş yapmıyorum. Biz mankeni insan olarak değil, askı olarak kullanıyoruz. Sen o resme farklı duygularla bakıyorsan, ciddi tedavi görmen lazım. Ben çay bardağına bakınca çay görüyorum, mankene bakınca da mayo. Herkes eşine iç çamaşırı ya da mayo satın almıyor mu?BUZU KIRIP HAVUZA GİRDİKemal Güneş'i evinin havuzunda rutin sabah sporunu yaparken görüntüledik. Yaz demiyor kış demiyor sabahın kör vakitlerinde bile kalkıp yüzüyor. Hatta kışın buz tutmuş havuzdaki buzu kırıp yüzmüşlüğü bile var. Neden mi? Çünkü bir zamanlar o da kiloluymuş: "Bundan 17 yıl önce 105 kiloydum ve sigara içiyordum. O kadar sağlıksızdım ki yemek yerken terden sırılsıklam oluyordum. Bir gün iş çıkışı eve geldim, oğlum kokum yüzünden kucağıma gelmedi. Çok ağrıma gitti, o akşam sigarayı bıraktım. Akupunktur sayesinde iştahım azaldı. Kilo da vermeye başladım ama bu kez derim sarktı. Dediler ki, spor yap. Önce yürümeye başladım, şimdi hem yürüyorum hem yüzüyorum.""Zor bir hayat yaşadım. Ama etrafımda hep bir şeyler öğrendiğim insanlar biriktirdim. Ölene kadar çalışmayı düşünüyorum. 07.00'de işe giderim. Personeli her gün ben karşılarım. Kapıda "Günaydın" derim. İşadamı olmak tek hedefimdi. Bundan sonra da Sunset'i bir dünya markası yapacağım. Hedefim Victoria's Secret'i geçmek"BAŞBAKAN'LA HERKES KADAR YAKINIMHer zaman halime şükrederim. Yürürken, yemek yedikten sonra, bir işim bittikten sonra, gün başlarken ve biterken devamlı Allah'a dua ederim. Bir Müslüman'ım, hacca da gittim. Ama yanlış anlaşılmasın. Muhafazakâr ve tutucu bir aile yapısına sahip değilim. Modern ve Müslüman bir ülkede yaşıyorum, bu çizgide yaşamak için uğraşıyorum. Peçeli bir hayat tarzımız yok. Eşimin de başı açık. Başbakan'la herkes ne kadar yakınsa ben de o kadar yakınım. İTKİB Başkanvekili olduğum, üç dönemdir İTKİB'de görev aldığım için devletle ilişkilerim yoğun.

Yazan : Sibel Arna

İSTİSNALAR BAŞARI KAİDESİNİ BOZMADI...

İSTİSNALAR BAŞARI KAİDESİNİ BOZMADI...

Akademik başarısı yüksek olup hayatta başarısız olanların yanı sıra okulda başarısız olup hayat okulunda başarılı olanların olması kafanızı karıştırmasın. Araştırmalar istisnalara rağmen zeka ile hayat başarısının doğru orantılı olduğunu gösteriyor...ZEKA HER ZAMAN BAŞARI GETİRİR Mİ?Okul ve hayat başarısı üzerine yapılan araştırmalara göre, akademik başarıyla hayat başarısı arasındaki ilişki doğru orantılı. Ancak istisnalar da yok değil.Çünkü okul başarısı yüksek olmasına rağmen hayat başarısı düşük olan veya okul başarısı düşük olduğu halde iş, aile ve arkadaş ilişkilerinde başarılı olanlar da var.Zekâ kavramının tanımı halen tartışmalı olmakla birlikte en kabul gören tanım; yaşanılan çevreye uyum sağlayabilme, yeniyi öğrenme ve uygulayabilme yeteneği şeklinde. Günümüzde zekânın, bireyin bilişsel fonksiyonlarını ele alan IQ (Intelligence Quotient) ile ölçüldüğünü belirten Uzman Klinik Psikolog Nuray Sarp, "Tanımdan da anlaşılabileceği gibi aslında zekâ ve çevrenin etkileşimi arasındaki ilişki, kişinin zeki olarak adlandırılmasını sağlar ve zekâ ile öğrenme arasında sıkı bir bağ vardır" diyor.Klasik zekâ kavramının yanı sıra günümüzde duygusal zekâ kavramının da ön planda tutulduğunu belirten Sarp, duygusal zekâyı ise şöyle tanımlıyor:"Duygusal zekâ; kişinin hem kendi, hem de başka kişilerin duygularının farkında olması, bunları anlaması, düzenlemesi ve kullanabilmesi becerisi veya eğilimidir. Duygusal zekâ, insanlarla daha başarılı ilişkiler kurmak, çevreye, değişen şartlara uyum sağlayabilmek ve diğerlerini anlamakla ilişkilidir. Bugün zekâ ile ilgilenirken en merak ettiğimiz alanlardan biri de başarı alanıdır.ZEKÂ BAŞARIYI NASIL ETKİLYOR?Peki, zekâ her zaman başarıyı beraberinde getirir mi? Bu sorunun cevabını Psikolog Nuray Sarp şöyle veriyor:"Başarı, önceden belirlenmiş hedefler doğrultusunda planlı hareket ederek istenilen sonuca ulaşmaktır. Akademik başarı ile hayat başarısı aynı değildir. Çocuk için akademik başarı; öğrencinin bulunduğu okul, sınıf ve derse göre belirlenmiş sonuçlara ulaşmada göstermiş olduğu ilerlemedir. Okul başarısı ve hayat başarısını araştıran ve 20 yıldır devam eden bir araştırmada, öğrencilerin lisedeki okul başarıları ve ilerleyen yıllarda hayat başarıları incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre okul başarısıyla hayat başarısı arasındaki ilişki doğru orantılıdır. Ancak, okul başarısı yüksek olmasına rağmen hayat başarısı düşük olan ya da okul başarısı düşük olduğu halde iş, aile ve arkadaş ilişkilerinde başarılı olan kişiler de vardır."Öğrencinin, okuldaki eğitim ve öğretimden faydalanmasını sağlayan tutum ve davranışları; sosyal beceriler, motivasyon, çalışma becerileri ve kararlılık olarak sıralayan Sarp, çocuğun başarısını etkileyen faktörler hakkında şunları söylüyor:"Çocuğun okuldaki başarısını birçok faktör belirleyebilir: Geleneksel zekâ, sosyal beceriler, aile faktörü, arkadaş ilişkileri, sosyal aktivitelerde yer alma, benlik algısı gibi. Birçok araştırma zekâ ile okul başarısını ilişkili bulmaktadır, ancak daha uzun vadede yapılan incelemelerde yüksek zekânın başarıyı her zaman getirmediği görülmektedir. Bu noktada saydığımız diğer faktörlerin işin içinde olduğunu düşünebiliriz. Aile hayatı ve öğrencilerin sosyal becerileri başarı üzerinde büyük bir öneme sahiptir. Diğer yandan duygusal zekâ yaşamın tüm alanındaki başarıyla daha yakından ilişkili görülmektedir."ZEKÂ NASIL ÖLÇÜLÜR?Psikolog Sarp, ülkemizde de klasik zekâ ölçme yöntemleri olan "Stanford-Bilet" ve "Wechsler" testlerinin kullanıldığını söylüyor ve "Bu testler IQ ölçmektedir. EQ yani duygusal zekâyı ölçen de birçok test bulunmaktadır" diyor.GENETİK Mİ ETKİLİ ÇEVRE Mİ?Uzman Klinik Psikolog Nuray Sarp, genetik mirasın önemli bir belirleyici olduğunu söylüyor ancak çevrenin de zeka gelişiminde önemli rol oynadığını anlatıyor:"Aynı ortamda büyüyen tek yumurta ikizlerinin zeka seviyeleri yüzde 70 oranında benzerlik göstermektedir. Bu zekânın genetik yönünün olduğunu bize gösterir. Yapılan evlat edinme araştırmasına göre, biyolojik annelerinin IQ skorları 95'in altında ve 120'nin üzerinde olan çocuklar sosyoekonomik düzeyi normalin üzerinde ailelere verilmiştir. Okul çağındayken çocukların IQ seviyeleri ölçüldüğünde biyolojik annesi düşük düzeyde IQ seviyesinde olan çocuklar ortalamanın üzerinde IQ skorları almışlardır. Ancak, biyolojik anneleri yüksek IQ seviyesinde olan çocukların skorları daha iyidir. Bu durum, zekâ düzeyinde genetik faktörün yanında çevresel faktörün de etkili olduğunu göstermektedir."